Yükleniyor... Lütfen Bekleyiniz!

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili Basın Mensupları ile Bir Araya Geldi

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili Basın Mensupları ile Bir Araya Geldi

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili basın mensupları ile bir araya gelerek gündeme dair açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

25.03.2019 / 2473 Okunma

Başkan Vergili yaptığı basın açıklamasında; "Biliyorsunuz seçim başladığından bu yana her hafta sizi bilgilendiriyoruz. Bu basın toplantısında benim Burhanettin Uysal'ın bize söylemiş olduğu iftiralara, yalanlara cevap vermemi hiç kimse beklemesin. 2 haftadan bu tarafa zaten yalan, iftira, her türlü şarlatanca hareketi yapmaya devam ediyor. Hatta öyle konulara geldi ki, maddi konularda dahi hakkımızda konuşmaya başladı. O Konyalı olduğu için Karabük'ün değerlerinin ne olduğunu bilmeyen bir aday.

Benim babam rahmetli Mehmet Vergili, annem Makbule Vergili, dayım Nazım Çapraz, bende Rafet Vergili'yim. Bu değerlerin ne olduğunu bilmediği için tamamen bir iftira ve yalan kampanyası üzerine, itibarsızlaştırma kampanyası üzerine siyasetine devam ediyor. Bu kampanyanın hiç bir işe yaramayacağı, mahallelerde halkın bizi bağrına basması, teveccühü ve ilgili, alakaları ile ortada. Mevcut atamış aday o kadar cüretkar davranabiliyor ki şehitlerimize dahi hakaret edecek duruma gelmiş vaziyette. Kendisi bir polis akademisi mezunu olarak, polis akademisinin yüz karasıdır. Şehitlerimize hakaret verici boyutlarda bile konuşma yapabiliyor. Ben size çok kısa bir video seyrettireceğim. Sonra mevcut atanmış aday hakkında bir daha da konuşmayacağım. Videoda atanmış adayın söyledikleri; "Yani şimdi biz Allah'a dua mı edeceğiz? Allah'ım bize bir şehit gönder de biz bu meydanı kullanalım mı diyeceğiz? Elbette ki bizim şehitlerimiz değerlidir ama dirisi daha değerlidir" diyor. Diğer konuşmasında ise; "Bir şehidimizin cenazesi geldi. O'nu kaldırdık, bir kere cenaze kalkmış. Yıllar oldu o kent meydanı yapılmış , bir tane şehit cenazesi kalkmış , biri şehit biri normal şehit. Şimdi ne yapacağız? Burayı 3. kez kullanmak için Allah'a dua mı edeceğiz? Allah'ım bize şehit gönder de meydanı mı kullanacağız diyeceğiz? Bizim orada şehide vereceğimiz yarım saatlik bir zamandır" diyor. Evet görmüş olduğunuz gibi bu atanmış adayın psikolojisinin tamamen bozulmuş olduğunun bir göstergesi. Ne konuştuğunu artık bilmiyor. Adamın siyaset uğruna söyleyemeyeceği bir şey yok. Her şeyi söylüyor. Şehit cenazelerimiz ile bile bu şekilde konuşabilecek cüretkarlığı gösterecek bir kişinin Rafet Vergili'nin hakkında söylemiş olduğu sözler o kadar önemli değildir. Aziz şehitlerimize bu saygısızlığı yapan kişi gerçekten polis teşkilatının tam bir yüz karasıdır. Şimdi kendisine tekrardan kent meydanımız hangi anlamlarda kullanılmış söyleyeyim. 15 Temmuz'larda, devlet liderlerimiz geldiği zaman ve şehit cenazelerimiz geldiği zaman cenazemizi biz buradan uğurladık. Bunu çok basite indirerek konuşması normal. Şimdi gelmiş kent meydanını bugün bir şehir bahçesine çevirme düşüncesi hasıl olmuş.

Şimdi kendisi şöyle ifade ediyor; "Ben bütün akademisyenlerden görüş almadan hiç bir şey yapmadım" diyor. Şimdi kendisiyle ilgili size iki tane daha örnek göstereceğim ve atanmış aday hakkında konuşmayı bırakacağım. Üniversitenin rektörlük binasının olmuş olduğu yer. Bakın tamamen bizim meydanımıza taş yığını dediği gibi taş yığını. İçerisinde bir tane ağaç olmayan, bir tane su fıskiyesi olmayan rektörlük binasının önü. Bugün kent meydanıyla ilgili çizimler yapan arkadaşımızın hazırlarmış olduğu rektörlük binasının önü. Yine üniversitenin sosyal yaşam merkezinin olduğu yer. Tamamen taş yığını. Gençlerin oturup, eğleneceği, en ufak bir ağacın dahi olmadığı üniversite alanı. Bu iki alanı birleştirdiğimiz zaman bizim kent meydanımız kadar bir alan yapıyor. Bu alanları taş yığınına çevirmiş. Şimdi kalkıyorsun bizim yapmış olduğumuz meydanını elinde kalemler ile boyayarak algı metotları ile oy devşirmeciliği yapıyorsun. Kendisi söylüyor ya; "Bütün arkadaşlarımın ben onayını aldıktan sonra üniversiteyi yaptım" diyor. Yapmış olduğu üniversitede bu.

Şimdi diğer adayımıza, Dursun Altıparmak beye gelelim. Dursun Altıparmak bey şu anda belediyecilikten bahsediyor. Onun dönemindeki Karabük gazetelerine bakalım. Burada; "Halk hizmetin aksatılmasını istemiyor" yazıyor. Çünkü belediyecilik diye bir şey yok. Her taraf virane içerisinde. Hiç bir şeyi becerememiş, yapamamış. Sürekli olarak işçilerden ve işçiler ile olan sıkıntılardan bahsediyor. Yine bu gazete de ise; "Belediye işçisi rahatlayacak..." yazıyor. Belediye işçilerinin maaşlarını ve ikramiyelerini ödeyememiş. Ama bunun üstünden siyaset yapıyor. Yaptığı tek şey "Seni işe aldım, babanı işe aldım" diye siyaset yapmak. Biz de şu ana kadar belki 300 arkadaşımızı işe almışızdır ama işe aldığımız hiç bir arkadaşımızın bize minnet borcu yoktur. Biz onları görevleri için, çalışmaları için aldık, Allah rızası için aldık. Yine devam edelim bu gazetede de; "Farkların tamamı 27 Mart'tan önce ödenmiş olacak" deniyor. Yine işçilerin ödemeleri yapılamamış. Şimdi arkadaşımız şehircilikten bahsediyor. Zaten yapmış olduğu 3 tane icraat var. Birisi Organize Sanayi ile ilgili çalışmaları. Organize Sanayi'nin ilk müracaatını 1992 yılında Ticaret Odası Başkanıyken ben yaptım. Bakanlar kurulundan çıkartılmasını sağladım. Sonrasında ise yer tespiti kalmıştı. Ben görevime devam etmedim. O dönem dönemin Belediye Başkanı Dursun Altıparmak siyaset üzerine dağın başına Organize Sanayi kurdu. O tarihte toplam Organize Sanayi alanı 400 dönümdü. Yani 3 tane fabrika kurulacak 10 bin kişi çalışacakmış. Bu kendisinin o dönem seçim beyannamesi. Biz şuana o dönemki Organize Sanayi'nin sınırlarını 2 misli daha büyüttüğümüz halde 20-25 tane fabrika kurabildik. En fazla 2 bin arkadaşımız ekmek yiyebiliyor. Kendilerine defalarca "Hamzalar'dan 3 Evler'e kadar Organize Sanayi ilan edin" dediğim halde sırf rant uğruna, birilerine dağın tepesine Organize Sanayi'yi kurdu. Elektriği ve suyu yoktu. Tam 20 sene sonra elektrik indirme merkezini şahsım yapıp devlete hibe ettikten sonra bu fabrikalar kurulmaya başlandı. Orada 2008'de bir sucuk ve bir peynir fabrikası vardı. Toplamda orada 20 kişi çalışıyordu. Yine kendisi 200 Evler'i beton yığınına çevirdi. İkincisi kendisi meydan ile ilgili çalışmalar yapmış. Bu da senin 1999 senesinde Anavatan Partisi'nden aday olduğun zaman seçim beyannamesi. Ne diyor " bu bölgeye altında 3 katlı alışveriş merkezi olan, 2 katlı otoparkı olan, 2 gökdelen yapılacaktır, gökdelen çevresine yeşil alanlar ile 3 nisan parkı yapılacaktır." Gördünüz mü kent meydanı anlayışını? 2 tane gökdelen yapıyorsunuz sonra diyorsunuz ki biz bu memlekete hizmet edeceğiz. Tabi insanlar zaman içerisinde akıllanabilir. Şuanda bu meydan üzerine bir şeyler yapabilirler. Sen bu tarihte bu meydanı Demir Çelik'ten neden almadın? iktidar partisiydiniz, yapamamışsınız ve bir daha aday olmuşsunuz. Yine hayallerin var. Senin hayallerin ikiz kuleler üstüne. Şimdi size bir olay daha söyleyeceğim. Sanki kendisi 200 Evleri beton yığını yapmamış gibi. O dönem yine Şirinevler'de ve 5000 Evler'de modern bir avm yapılacaktır demiş. Yine iki tane kule de Şirinevler'e yapmış.

Sonra bunların hepsi Karabük sevdalısı oluyor. Bir tanesinin tamamen psikolojisi bozulmuş. Artık ne söylediğini bilmiyor. Polis teşkilatının yüz karası. Diğeri ise her seçimlerde Karabük'e gelip Karabük sevdalısı olduğunu iddiasıyla siyaset üretmeye çalışan arkadaşımız. 1990 senesinde Ticaret Odası Başkanı iken Karabük ile ilgili çok önemli 5 tane karar almıştık. Hepside tek tek hayata geçti ve bu günlere kadar geldik. Biz Karabük için her zaman çok büyük düşündük, makro düşündük bunlar gibi şahıslara çalışmak için bir yere aday olmadık. Yanız Karabük'e vefa borcumuzu ödemek için aday olduk. Bundan sonra da Karabük'ün 50 yıllık geleceği için planlama yapıyoruz.

Biz Anketlerde Çok İleride Olduğumuzu Görüyoruz
Biz anketlerde çok ileride olduğumuzu görüyoruz. Ama bu seçimlerde anketlerin çok güvenilir olmadığı biraz ortada. Ama her anketin neticesinde de hemen hemen aynı yerdeyiz. Bazı noktalardan dolayı anketlere de pek fazla güvenelim demiyoruz. Biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Anketler de çok ilerideyiz ki diğer arkadaşların başarılı olmasına zaten imkan yok. Yapmış oldukları tek proje şuanda Rafet Vergili projesi. Konuşmalarını Rafet Vergili ile başlayıp Rafet Vergili ile bitiriyorlar. Çünkü Karabük için üretebilecekleri bir tane proje yok. Hepsi hayal, yapılması mümkün olmayan projeler. Arkadaşlarımızın işi çok zor. Özellikle mevcut atanmış adayın işi çok zor. Psikolojisi tamamen bozulmuş" dedi.

Paylaş

Kapat